



KAFKAS HALKLARI
Önce, konuyla ilgilenmemiş olanları göz önüne alarak Kafkasya, Kafkas halkları ve dilleri hakkında kısa da olsa bir açıklama yapmakta yarar gördüm.
1- KAFKASYA NERESİDİR?
Basit bir tanımla Kafkasya, Hazar Denizi’nden Karadeniz’e uzanan Kafkas sıradağları ile, kuzeyde Kuban ve Terek nehirlerini, güneyde ise Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan bölgelerini içine alan coğrafi bütünlüğün adıdır.
2- KAFKASYA HALKLARI
Kafkasya, halklar ve diller ülkesidir. Tarihin en eski çağlarından beri hem nüfus almış, hem nüfus vermiştir. Bu alış veriş savaşlar, göçler ve sürgünler şeklinde olmuştur. Kafkasya halklarının bir kısmı yerlidir, bir kısmı da değişik zamanlarda başka yerlerden gelmişlerdir. Bunlar da Kafkasya’nın yerlisi olmuşlar ve ortak bir kimlik oluşturmuşlardır.
Güney Kafkasya halkları Lazlar, Sıvanlar, Gürcüler, Azeriler ve Ermenilerdir.
Kuzey Kafkasya halkları ise şunlardır:
![]() |
a-Yerli Halklar:
1- Abhazlar
2- Adıgeler (Çerkesler)
3- Çeçenler ve İnguşlar
4- Dağıstan Halkları
- Avarlar (Moğol asıllı Avarlarla karıştırılmamalıdır)
- Lezgiler
- Laklar
- Tabasaranlar
- Ve başkaları
b- Dışardan Gelenler:
1 - Asetinler (Osetler-Alanlar): Hint-Avrupa kökenli
2- Karaçay ve Balkarlar: Asya Kökenli (Türk kökenli)
3- Negaylar: Asya Kökenli (Türk kökenli)
4- Kumuklar: Asya Kökenli (Türk kökenli)
5- Ruslar ve Kazaklar (1864 Rus istilasından sonra gelenler)
![]() |
3- KUZEY KAFKASYA’NIN SİYASAL DURUMU
Bugün için Kuzey Kafkasya, Rusya Federasyonu’na bağlı sekiz cumhuriyet halindedir. Kendi alfabeleri, okulları, yayın organları vardır, yani kültürel özerkliğe, kısmen de siyasal özerkliğe sahiptirler. Yöneticilerini kendileri seçerler.
Bu cumhuriyetler Karadeniz’den Hazar’a kadar şöyle sıralanmıştır:
1- Abhazya Cumhuriyeti
2- Adıge Cumhuriyeti
3- Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti
4- Kabardino-Balkarya Cumhuriyeti
5- Osetya Cumhuriyeti
6- İnguşetya Cumhuriyeti
7- Çeçen Cumhuriyeti
8- Dağıstan Cumhuriyeti
KAFKASLARDA NELER OLUYOR? |
||||||||||
Bu sorunun cevabını verebilmek biraz zor. Ama önce neler olmadığını kısaca anlatmaya çalışalım. Dünyanın birçok ülkesi bugün terörün pençesinde kıvranıyor. Bu ülkelerde terörist ile halk arasında düzgün bir çizgi çizebilme şansı kesinlikle yok. Kafkasya’da terör var demek sanırım sadece bu anlamda Kafkas halkına yapılabilecek en büyük haksızlık olur. Orada terör yok. Aslında ben terörist de görmedim. Bence orada olan şey çok farklı. Birçok özerk Cumhuriyeti gezdim. İnsanlarını tanıdım. Yaşam koşullarını yakından gördüm. Kafkaslarda ne terör var ne savaş ne de terörist. özellikle DAĞISTAN’dan bahsediyorum. Çünkü bana yapılan bütün uyarıların ağırlık noktası DAĞISTAN idi. Orada bir savaş var. Ama bunu siz görmüyorsunuz. Halk, insanlar, günlük yaşam bu savaşın dışında. Siz sadece olanları günlük haberlerden ya da dedi-kodu aygıtlarından işitiyorsunuz. Bir yerlerde bombalar patlamış, birleri ölmüş vs vs. Yollardan sürekli tanklar, toplar, askeri konvoylar bir yerlere gidip dönüyorlar. Bunları görüyorsunuz. Ama neden, nerelere gidip döndüğünü ne İŞLER yaptıklarını görmüyorsunuz. Bir VAHHABİST saldırısından bahsediliyor. Ama olan aslında VAHHABİST saldırırsı değil. (Zaten onlar da kendilerine başka bir şey diyorlarmış ama şimdi unuttum.) DİNİ TAASSUP her yeri sarmış. DİNİ TAASSUP denince akla sadece İSLAM gelmesin. Hıristiyanlık da aynı ölçüde ve aynı çöplükte faaliyet gösteriyor. Özellikle EVANGELİSTLER. Bölgede her iki açıdan da yoğun bir DİNİ-MİSYONERLİK faaliyeti var. Yani kısaca eğer bir terör saldırısı bekleniyor ise bu saldırının ya da çatışmanın özellikle VAHHABİSTLER ile EVANGELİSTLER arasında olması muhtemel.
Benim bu çatışmaya verdiğim ad çok farklı. Bölgede yaşayan ve yaşayamayan sıradan insanların dikkat çektikleri farklı olaylar var. Kısaca buna Rusya federasyonunun yarattığı asalak bürokratlarla Mafya arasında bir RANT PAYLAŞIMI SAVAŞI demek bence daha doğru olur. Yani ta başından, DAĞISTANLI Mogammed’in söylediği gibi bu bölgede yaşayabilmek için ya BANDİT(Mafya) ya da MİNTİ (silahlı Bürokrat) olmak şart. Bu tanımlamanın pratikte gerekçesi olan önemli veriler var. 1- Sayın Muhbir Vatandaş Müessesesi müthiş çalışıyor. Bu işten işsiz vatandaş müthiş gelir sağlıyor. Görünen o. Yoksa bir insan birilerini sırf ispiyon etmek zevkine nail olmak için durduk yerde yemeğe ve içkiye davet etmez. Bölgede içki içip sokaklarda serseri gibi dolaşmak cezaya tabi. Birileri birilerine içki ısmarlıyor, ondan sonra da “burada içkili bir serseri var’’ diye ispiyon ediyor. Gelen Milisler bu içkili serseriyi alıp hapse gönderiyor. Birkaç gün orada kalınıyor. Ama oradan adam gibi kurtulabilmek için de RÜŞVET müessesesi çalışmaya başlıyor. Yani bu işten gelir elde eden bir kesim var. 2- Bölgede geçerli İSLAM inanışı açısından sigara içmek bile haram. Hıristiyanlık açısından da aynı şey geçerli. Sigara büyük bir GÜNAH. Daha buna benzer birçok tehlikeli GÜNAH ihdas edilmiş. Ama RÜŞVET ALMAK hâlâ serbest. Bir bürokrat size her şeyin GÜNAH olduğunu rahatlıkla anlatabiliyor. Ama iş RÜŞVETE gelince o serbest. RÜŞVET gönülden oluyor. O serbest. 3- RÜŞVETİN bir diğer kurbanları yabancı kaçak işçiler. Onlar yurt dışı ediliyor yakalandıklarında. En fazla görülen ise VİETNAMLI kaçak işçiler. Onlar yurt dışı edilmiyor. Onların KRİŞA’sı var. KRİŞA çatı demek. Yani koruyucu bir çatı organizasyonları var. Bu KRİŞA bir bürokrat. Yani MİNTİ. Hem de yüksek rütbeli birisi olduğu söyleniyor. Yani sistem şöyle işliyor. - Yüksek rütbeli bir bürokrat vasıtası ile işçi çalıştırılıyor. - İşler yoluna girdiğinde, yani maaşlar ödendiğinde ya da ödenme aşamasına gelindiğinde hemen ispiyon müessesesi çalışıyor. - İspiyon edilen kaçak işçiler toparlanıp hapse atılıyor. - Hapse atılan kaçak işçiler yurt dışı edilmemek için bütün kazandıklarını KRİŞA’ya veriyor. - Birkaç saat içinde bu işçiler serbest kalıyor. 4- Eğer bir yatırım işi söz konusu ise bankalar çok cömert. Hemen size kredi veriliyor. Ama kolay kolay kimse kredi almıyor. Sebebi gayet açık. Kredi sistemi şöyle işliyor. - Kredi belgelerinizi hazırlıyorsunuz. Size lazım olan para örneğin 10 milyon Dolar. Belgeleriniz hemen kabul ediliyor. - Krediniz apar topar çıkarılıyor ve size teklif: “Parayı istersen 3 milyonu KRİŞA’ya öde gerisini al. Faiz düşük.”
5- RÜŞVET işinde paranın miktarı önemli değil. Dediğim gibi yeri geldiğinde 100 Ruble bile önemli RÜŞVET kabul ediliyor. Ben sık sık KRİŞA diyorum ama bu müessese bir organize örgütlenmeyi gerektiriyor. 6- Her aşamada çalışan bir RÜŞVET sistemi. Öyle affedilmesi mümkün olmayan suçlar var ki orada bile RÜŞVET işliyor. Talep edilen afaki rüşvetler değil. O anda cebinizde olan miktar, vermeniz gereken rüşvettir. Onlar için daldaki on kuştan eldeki bir kuş daha evla. Hemen RÜŞVET alınıp hesap kapatılıyor. İş fazla dillere düşmeden dosya kapanmış oluyor. Size çok enteresan bir örnek vereyim. Bana uçak bileti alınırken konuşmanın bir bölümü şöyle. - Uçak bileti kaç Ruble? - ….. Bin Ruble artı… Dolar (bu rakam benim kasaya teslim ettiğim cebimdeki paranın tamamı. Yani kasada ne kadar param varsa bilet fiyatı o kadar. Üstelik paranın kuru bile belirtiliyor. Yani yaklaşık şu kadar dolar ya da şu kadar ruble ile ifade edilmiyor. Benim kasadaki kuruma göre ifade ediliyor. Bir de harcadığım ve paranın miktarını onların haberi olmadan azalttığım için bozuluyorlar) 7- Krişası olmayan kaçak işçiler BDT ülkeleri çalışanları. Onlar çok azınlıkta. Onlar, normal ülkelerine iade işlemine tabi tutuluyorlar. Ama onun bile bir rüşveti var. Ben oradayken bu işe çok gülmüştük. Kaçak bir Azeri işçi. 55 yaşında ama ahı gitmiş vahı kalmış. Adım atacak durumda değil. Ağzında tek bir dişi kalmamış ve adını söylediği zaman bile anlayamıyorsunuz. Adamcağızın normal günü geldi ve uçağa götürülüyor. Tam bir askeri konvoy ile. Etrafında 4 tane otomatik silahlı milis. Televizyonlar çekim yapıyor. Sanırsınız ki BESLEN CANAVARI yakalandı. Bürokrasinin ne kadar acar çalıştığına dair REKLAM. Terörle mücadele konusunda PUTİN, oldukça kararlı olduğunu her defasında ifade ediyor. Birçok ülkenin yöneticisi de terörle mücadele konusunda kararlı. Bunlara göre terörle mücadelenin birçok yolu yordamı yöntemi var ve herkes bilimsel olarak kendi yönteminin daha doğru olduğu iddiasında. Bu konuda ben bir uzman olmadığım için bir değerlendirme yapmam abes olur. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Gittim, gördüm ve yaşadım. Sıradan bir insanın DAĞISTAN’DA rahat yaşayabilmesi için iki şey olması gerekir. YA TERÖRİST YA MİNTİ. Aradakilerin kesinlikle yaşam hakları gasp edilmiştir. Bunun tek nedeni var DEVLET. Kısaca; Kafkaslarda DEVLET KENDİ TERÖRÜNÜ VE TERÖRİSTİNİ KENDİ YARATMIŞ. 25 Şubat 2012 Ali ÇÖMEZ, +905347462139 |
||||||||||
'Rusya'nın Kafkaslar'daki Mücadelesi Ters Tepecek' |
||||||||||
Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev’le görüşen bir insan hakları eylemcisi, Moskova’nın Kafkaslar’daki İslamcı militanlarla yürüttüğü mücadelenin verimsiz olduğunu ve ters tepki yarattığını söyledi. Rusya’nın önde gelen insan hakları eylemcilerinden Svetlana Gannuşkina, diğer eylemcilerle birlikte dün Kabardino Balkar Cumhuriyeti’nde Medvedev’le bir araya geldi. Gannuşkina, Rus güvenlik kuvvetleri tarafından işlendiği iddia edilen adam kaçırma, işkence ve cinayetlerin, bölge halkını daha da öfkelendirdiğini ve isyancılara katılmaya teşvik ettiğini belirtti. İnsan hakları eylemcilerine “hassas bir konuyla uğraştıklarını” söyledi. 5 Temmuz 2011 voanews Kremlin'den Kafkaslar'daki Olaylara Yakıştırma: 'Kanserli Tümör' Rusya devlet başkanı, Kuzey Kafkaslar'da ayrılıkçı militanlara bağladığı şiddet olaylarının hızla yayıldığını bildirdi. Kabardey-Balkarya bölgesinin merkezi Nalçık'ta konuşan Dimitri Medvedev, Rus basın-yayın organlarının haberlerine göre, şiddet olaylarını "kanserli tümör gibi yayılan aşırı görüşlü haydut çetelere" bağladı. Müslümanların yoğun olduğu Kafkaslar'da, ayrılıkçı İslamcı militanların yol açtığı şiddet olayları daha çok Çeçenistan, İnguş Cumhuriyeti ve Dağıstan'da yaşanıyor. Kremlin geçen hafta bu üç bölgeyi, Kuzey Kafkas Federal Bölgesi adı altında, göreceli olarak daha istikrarlı olan Kabardey-Balkarya, Karaçay-Çerkes, Kuzey Osetya ve Stavropol bölgelerine bağlamıştı. 27 Şubat 2010 voanews
|
Çeçen - Çerkes Düğünü (Tanasba Cem-Nuvoko Suna)
